Dijital görüntülerin gerçek hayatla harmanlanması. Bu gelişen teknoloji artık deneyimsel pazarlamanın temel bir parçası olup, son kullanıcılara çok yönlü bir marka deneyimi için yüksek interaktivite ve görsellik sağlar.
AR teriminin birkaç tanım geçişi vardır, ancak asıl önemli olan, verileri fiziksel bir dünyadan dijital olanlarla birleştirmektir. Böylece kullanıcı, bilgisayar tarafından üretilen uygun bilgilerle oluşturulmuş olan gerçekliği görür. Kendinizi üzerinde sanal bir rotaya sahip bir sokak, 3D modellenmiş mobilyalarla veya arka bahçenizde Disney’in karakterleri arasında bulabilirsiniz.
Hem sanal hem de artırılmış gerçekler, ses ve 3D video aracılığıyla deneyimi sağlar, ancak yine de aralarıdan hatırı sayılır fark vardır. AR kısmen sürükleyip dijitali sizin ortamınıza getirirken, VR tamamen çekicidir ve kullanıcıyı izole bir şekilde sanal ortamın içine getirir. Artırılmış gerçeklik dünyasında, kullanıcı yapay objeleri etrafında gezebilir veya etrafına bakabilir.
AR’da bilgisayar algoritması, fiziksel nesnelerin mevcut konumunu belirlemek ve simüle edilenlerin yerini belirlemek için sensörler ve işaretleyiciler kullanır. Bu teknolojide daha sonra kamera üzerinde görünecek olan resim veya obje oluşturur.
Teknoloji, Pokémon Go’nun büyük popülaritesiyle kitlelere büyük bir şekilde ulaştı, diğer birçok büyük firma da AR’ın önemini benimsedi. Pepsi’nin inanılmaz akarsu deneyiminden Tokyo Akvaryumu’nun Penguen Navi uygulamasına, AR çok eğlenceli ve yeni bir teknoloji olarak firmaların gözde kampayanlarında kullanılıyor.
AR pazarlama kampanyalarını kısa bir süre içinde tamamiyle değiştirecek. Akıllı telefonlar ve tabletler için artırılmış gerçeklik geliştirmede temel avantaj, donanımın herkes tarafından kullanılabilir olması ve kullanımının kolay ve anlayışlı olmasıdır.